Bir sirenle başlayan hayat mesaisi: İşte itfaiyecilerin gölgedeki gerçeği
Yangın, kaza ve kurtarma vakalarına müdahale eden itfaiye ekipleri, yüksek risk altında görev yaparken hem fiziksel hem psikolojik olarak ciddi zorluklarla karşılaşıyor. 24 saatlik vardiyalarla görev yapan ekipler, yüksek sıcaklık, zehirli duman ve ağır ekipmanlarla zorlu şartlarda görevini sürdürüyor.

Yangın, kaza ve kurtarma vakalarına müdahale eden itfaiye ekipleri, yüksek risk altında görev yaparken hem fiziksel hem psikolojik olarak ciddi zorluklarla karşılaşıyor. 24 saatlik vardiyalarla görev yapan ekipler, yüksek sıcaklık, zehirli duman ve ağır ekipmanlarla zorlu şartlarda görevini sürdürüyor.
Yaz aylarında artan hava sıcaklıkları, yangın riskini de beraberinde getiriyor. Özellikle sıcaklığın 35 dereceyi aştığı günlerde, yangınlara müdahale eden ekipler hem yoğun duman hem de koruyucu kıyafetlerin etkisiyle daha fazla zorlanıyor. Ortalama 50-60 kilogram ağırlığındaki ekipmanlar, ıslanıp ağırlaştığında müdahaleyi daha da güçleştiriyor. Zaman zaman 600-700 dereceye kadar çıkan sıcaklıklarda çalışan itfaiyeciler, görevlerini fedakârlıkla yerine getiriyor. Ankara’da görev yapan İtfaiye Daire Başkanlığı’na bağlı ekipler, mesleğin perde arkasında yaşanan güçlükleri anlattı.
İtfaiye personeli Batın Güler, yangın anında organize şekilde çalışmanın hayati önem taşıdığını belirterek, "Olay yerinde bilgi, teknik ve tecrübemizi sahaya yansıtmamız gerekiyor. İçeride mahsur kalan vatandaşın olup olmayacağı endişesiyle hareket ediyoruz. İlk kırmızı alarm verildiğinde, 30 saniye içerisinde araçlara binip hareket ediyoruz" dedi.
Yangın anında çökme tehlikesi, zehirli gazlar, görüş kaybı ve iletişim kesintileri gibi birçok unsurun itfaiyeciler için tehdit oluşturduğunu belirten Güler "Bodrum kat yangınlarında ekip hâlinde girilmesi gerekiyor. Bazen içeride yön kaybı yaşanabiliyor. Bu nedenle her an dikkatli ve koordineli olmak zorundayız" ifadelerini kullandı.
İtfaiyecilerin, 24 saat esasına göre nöbet tuttuğunu ancak yangın ve kurtarma müdahaleleri nedeniyle nöbet süresi içinde aralıksız 20-21 saate kadar çalıştıkları durumların yaşandığını aktaran Güler, "Özellikle yaz aylarında sıcakların etkisiyle yangın sayısı artıyor. Dumanlı ortamlarda müdahale etmek, hem bedenen hem ruhsal olarak daha fazla yorucu oluyor. Zor bir meslek ama gönül verdiğimiz sürece bu zorlukları aşabiliyoruz. Bizim için en önemli şey, bir cana dokunabilmek" dedi.
İtfaiye personeli Asena Uykur ise olaylara ekip ruhuyla müdahale ettiklerini belirtti. Uykur,"Araca bindiğimiz andan itibaren tek bir vücut gibi hareket ediyoruz. Olay yerinde birlikte çalışıyoruz. Bir kişiyi olay yerinde bırakmak, bizim için bedenimizin bir parçasını bırakmak gibidir" şeklinde konuştu.
Trafik nedeniyle olaylara ulaşımda yaşanan gecikmelere dikkat çeken Batuhan Kırmaz, "Vatandaşlar yol verme konusunda bilinçli değil. Fermuar sisteminin yaygınlaştırılması gerekiyor. Saniyeler bizim için çok önemli" dedi.
İtfaiye personeli Eray Kaluç ise mesleklerinin yalnızca yangınla sınırlı olmadığını, çok çeşitli olaylara müdahale ettiklerini belirtti. "Trafik kazaları, intihar girişimleri, yüzük kesme, su üstü ve su altı arama kurtarma gibi pek çok görevimiz var. Bu nedenle ekip uyumu çok önemli. Olay yerinde çoğu zaman konuşmadan, göz temasıyla anlaşabiliyoruz" dedi.
Kaluç, yangın sırasında kullanılan ekipmanların ağırlığına da dikkat çekerek, "Giydiğimiz koruyucu kıyafetler ortalama 50-60 kilogram geliyor. Islandığında daha da ağırlaşıyor. Bu kıyafetlerle 600-700 derece sıcaklığa müdahale etmek zorunda kalıyoruz" ifadelerini kullandı.
İtfaiyeciler, hem ekipman ağırlığı hem de maruz kaldıkları yüksek ısı nedeniyle yoğun fiziksel efor sarf ettiklerini belirtiyor. Buna rağmen görevlerini fedakârca sürdüren ekipler, kamuoyundan yalnızca daha fazla farkındalık ve anlayış bekliyor.